FrmJR ! En Junior Site
Kızılötesi Yeolpls

FrmJR Üyesi Olmak İçin Tıkla!

FrmJR ! En Junior Site
Kızılötesi Yeolpls

FrmJR Üyesi Olmak İçin Tıkla!

FrmJR ! En Junior Site
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

FrmJR ! En Junior Site

FrmJR Forumların En Junioruna Hoşgeldiniz..!
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kızılötesi

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
AtaBey
Admin
Admin
AtaBey


<b>Uyarı</b> Uyarı : Uyarı Yok
<b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 897
<b>Puan</b> Puan : 2178
<b>Başarı Puanı</b> Başarı Puanı : 7
<b>Cinsiyet</b> Cinsiyet : Erkek
<b>Kayıt tarihi</b> Kayıt tarihi : 17/10/09
<b>Nerden</b> Nerden : Edirne
<b>Lakap</b> Lakap : AtaBey
<b>Takım</b> Takım : Galatasaray

Kızılötesi Empty
MesajKonu: Kızılötesi   Kızılötesi Icon_minitimeCuma 6 Kas. - 19:07

dünya tarihini kasıp kavuracak olan yeni buluşun son işlemleri tamamlandıktan sonra hemen televizyonlar ve internet aracılığıyla tüm dünyaya tanıtıldı.bu yeni müthiş ötesi buluş belkide bir dönüm noktası oluşturacaktı.bir bilgisayar alemi gibi birşeydi.alet kafanın arkasına yerleştiriliyordu ve bilgisayardan verilecek komutla kızılötesi dalgaları beyne gönderiyordu.kişi o anda uyumaya başlıyor ve sanki gerçek biryerde yaşıyormuş gibi hayal görüyordu.kızılötesi dalga ona hangi komutu yollarsa kişi onu görüyor, hissediyor ve tadıyordu.bilgisayardan hangi komut verilirse verilsin kişinin o komutu görmemesi diye birşey olamazdı. İlk olarak küçük bir sanal oda kodladılar.kişi bu odada yürüyebiliyor, konuşabiliyordu.sonra bu sanal odadaki hataları düzelttiler.Örneğin kişi odanın içinde bağırdığında ses yankılanmıyordu.günler sonra bu küçük oda aynı normal dünyadaki yaşamda olduğu gibiydi.girenler hayrete düşüyor, bu kadar gerçekçi olmasına şaşırıyorlardı. sonra program dahada geliştirilerek bir oda değil küçük bir ev oldu.sonra büyük bir ev.hatta bir villa.program cdye kaydedildi ve başka bir program için kollar sıvandı.asıl amaç bir ev yapmak değildi tabiki.asıl amaç tam gerçekçi bir oyun yapmaktı.bir araba yarışı.yüzlerce bilgisayar mühendisi sanal bir pist kodlamak için aylarca uğraştılar.sonra arabalar gerçeğe uygun olarak tek tek, her aksesuar düşünülerek kodlandı.sonuç mükkemmeldi.kişi labratuvardaki koltuğunda gözleri kapalı biçimde otururken aslında beyninin içinde adrenalin ve heyecan fırtınları kopuyordu çünkü o anda bir audinin sürücü koltuğunda diğerlerini geçmeye çalışıyordu. programı daha da alternatif yapmaya çalıştılar.sanal bir futbol stadyumu ve gerçek futbolcularla gerçek futbol oynamak.düşünmesi bile insana heyecan veriyordu. alet tanıtıldı ve oyun firmaları hemen kendilerine yeni oyunlar geliştirdiler.Çok kısa sürede birçok oyun piyasaya sürüldü ve öyle bir rekabet başladı ki oyun firmasında çalışanların kimi zaman uykusuzluk yüzünden çeşitli hastalıllara yakalandıkları bile görülüyordu.bir sürü oyun piyasadaydı.counter-strike tarzı oyunlarda karşındaki sana mermi attığında çekeceğin acının dozajı bile oyun başlamadan önce seçilebiliyordu.warcraft tarzı oyunlarda ise kişi çeşitli özellikleri olan bir hero oluyordu ve düşmanlara karşı büyüler ve güçler kullanabiliyordu. tüm bunlar çok fazla elektrik ve masraf gerektirdiğinden ilk başta bunları alan sadece zenginlerdi.ancak sonra çok hızlı biçimde yayıldığını düşünürsek daha az zenginlerede satılmaya başlandı ve sonra orta halli kişiler bile bu alete rağabet göstermeye başladılar.artık herkes bu alette oyun oynamak için yüklü paralar vermeye hazırdı.İnternet cafelerde bu alet saati normalin on katına kiralanıyordu.İnsanlar yarım saat oynamak için bile uzun kuyruklar oluşturuyorlardı. alet bilgisayara usb 3.0 sadece bu alet için çıkarılan süper hızlı usb bağlantısı ile bağlanıyordu ancak elektrik için birde ilave adaptör gerekiyordu.her internet cafede aletten dörder tane olduğu ve tüm gün boyunca açık kaldığı için ay sonu geldiğinde çok elektrik faturası getirdiğinden kiralamanın fiyatı yirmi katına çıkartılmıştı.bu müşterilerde hiçbir azalmaya neden olmamıştı çünkü çocuğundan yaşlısına herkes hayatında bir kez o zevki tatmak için herşeylerini vermeye razıydılar.aletin satışına taksit ve indirimlerde girince bazı ev kullanıcılarının olmazsa olmazı haline gelmişti.durum böyle olunca elektrik kullanımıda bir hayli fazlalaşmıştı, dolayısıyla ülkeler yatırımlarını sadece elektrik üretimine harcıyor,rüzgar gücünden, akarsu gücünden, nükleer güçten ne bulurlarsa sonuna kadar yararlanmaya çalışıyorlardı. oyunlar cdlerle satıldığı için korsan sektörüde bu işten payını almaya çalışıyordu.firmalar her ne kadar koruma sistemi kullansalarda korsancılar kopyalayabildiklerini kadar oyun piyasaya sürüyorlardı. oyunların bu kadar tutulduğunu gören porno sektörü boş durmadı ve piyasaya çeşitli porno oyunlar sürmeye başladı.bu tip sektörün ortaya çıkması ile alet yeni bir bakış açısı kazandı ve bazı insanlar bunu sadece o tür oyunlar için almaya başladılar.yaşları gittikçe küçülen gruplar sanal erotizmi yaşamak için oyunlara girmeye başladılar.yaş aralığı gittikçe düştüğünde neyseki yeni bir kanun çıktı ve 18 yaşın altında olanların oyunlara giripte yakalandıkları takdirde hapis cezası verilmesi uygun görüldü.bu ceza erotik oyunların satışını bir hayli azalttı. kısa zaman sonra film sektörüde bu işe başladı.kişi, filmi sanki oradaymış gibi izliyor, olayları karakterlerle aynı yerde izliyor ama olaya hiçbir şekilde müdahele edemiyordu.efekler gerçek ötesi olduğu için adrenalin, korku, gerilim en üst sınırlara yerleşiyordu.filmcilerde bu olaya çok rağabet gösterdiler ve film sektörüde bu ölümüne rekabetin içine girdi.bazı sinemalar filmlerini koca ekranda izletmek yerine internet cafelerin yaptığı gibi bu aletlerle filmi müşterilerine yaşatmayı uygun gördüler ancak her sinema bunu yapamadı çünkü tek bir alet bile çok masraflı oluyordu.buna rağmen sinemacılar bir hayli kar ediyorlardı. online marketten alışveriş yapmak isteyenler evlerindeki kızılötesi aletiyle internetten sanal markete giriyorlar, geziyorlar, diğer insanları görüyorlar ve yorulmadan alışveriş yapıp kredi kartıyla parayı ödeyip tek bir beyin düşüncesiyle evlerine dönüyorlardı.arkadaşlık siteleride bu işin içindeydiler.İnsanlar kendilerine bir görünüm seçiyorlar ve sanal buluşma noktalarına sanal bar, cafe, resturant...vb gidip başkalarıyla tanışıyorlardı.İsteyen para verip kendi görünümünü kodlattırabiliyordu.İnternette buna benzer birçok site kendine özgü birşeyler için çabalıyordu. sonunda antivirüs firmalarının beklediği şey oldu ve hackerlarda bu işe karıştı.zaten eli kulağında bekleyen güvenlik firmaları hemen yeni ürünlerini satışa sundular.kısa zamanda hem antivirüsler, güvenlik duvarları hemde virüsler, trojenler ortalıkta cirit atmaya başlamıştı.hack saldırısına uğrayan bazı önemli kişilerde görülüyordu.kişi internette bir cafedeyken bir anda sanki büyü yapılmış gibi her tarafını kırmızı alevler kaplıyor, sonra önünde bir yazı beliriyordu.\"hacked by ...\".Ünlü bir iş adamı bu yolla öldürüldükten sonra ortalık bir anda karıştı ve güvenlik firmaları yapabildiklerinin en iyisini yaparak insanları telafi etmeye başladılar.Öldürülen iş adamının beynine çok güçlü kızılötesi bir şok yollanmıştı.buna bir çeşit virüste denebilirdi.beyin hücreleri, şoku kaldıramamış ve altüst olmuştu. olaydan sonra bu aletin satışının düşeceği sanılıyordu ama tam tersi oldu.İnsanlar bunu kullanıyorlardı ama bir yandanda güvenlik firmalarının paketleride su gibi gidiyordu.hackerlar sanal alemin katilleri ve gaspçıları olmuşlardı ve polisler yeni timler kurmaya başladılar ve sanal alemde kovalamaca başladı. birgün bir bilgisayar mühendisi yeni bir fikir ortaya koydu ve üzerinde çalışmaya başladı.sanal bir şehir kuracaktı.İçinde cafelerin, resturantların, alışveriş ve eğlence merkezlerinin ve daha birçok şeyin bir arada bulunduğu müthiş görünümlü bir şehir.büyüklüğü İstanbulun avrupa yakası kadar.gece ve gündüz otomatik ayarlı.geniş bant internet üzerinden giriliyor ve isteyen siteden kaydını yaptırıp, görüntüsünü çizdiriyorüzerindeki giysiye kadar hemen ücretsiz biçimde girebiliyor.giriş ücretsiz olsunki şehre giren kişiler içeride para harcasındar ve yapımcılarda içeriye kurulan şirketlerden para alsınlar. yüzlerce kişi bu şehir üzerinde çalıştı, firmalar, reklamlar, içine kurulacak şirketler belirlendi ve sonunda yapılması imkansız gibi gelen şehir işlemeye başladı.bant genişliği olarak en az 8mbit hızındaki interneti kabul ediyordu ve internet üzerindeki büyüklüğü tam 48.8 terabayttı.en ince ayrıntı bile düşünüşmüştü çünkü.sunucusu devasa bir binanın içindeydi.müşterilerde bunun hakkını hemen verdiler.herkes işinden artan zamanları bu şehirde geçiriyordu.eskiden arkadaşlık sitelerinde vakit geçirenler şimdi bu şehre hücum etmişti.Şehir inanılmazdı.hayal gücünden öte bir güzelliği vardı ve yapımcılarını dünyanın en zengin adamları haline getirdi. İnsanlar bu şehir aracılığıyla dünyanın bir ucunda olsalar bile birbirlerine dokunabiliyorlar, konuşabiliyorlardı.bazıları sadece uzaktaki tanıdıklarıyla buluşmak için bile geliyordu. yapımcılar bu şehri sonuna kadar koruyorlardı çünkü biliyorlardı ki hackerlar en ufak bir sızıntıda içeriye dalacaklardı.Çok geniş bir internet bağlantısı gerektiğinden internet sağlayıcılarıda zorluk çekmeye başlamıştı.Çünkü herkes 8mbit ve üzeri internet hızı bağlatıyordu.türkiye gibi bazı ülkeler için fiberoptik kablolar şart olmuştu artık. Şehrin kodlayıcıları olan mühendisler bu yoğun rağabetin azalmaması için paralarının önemli bir kısmını elektrik ve internet gelişimine harcadılar.bunu düzenli biçimde yaptıkları için bazı ülkelerde ekonomik kriz ihtimali kalkmıştı.hatta herhangi bir ülkenin bir şeye ihtiyacı olursa orayada sonuna kadar yardım edeceklerini açıkça belirtmişlerdi.onların bu yardımsever tavırları ve servet meraklısı olmayışları bu sanal şehri iyice kalabalıklaştırdı.buraya \"onlineland\" adı verilmişti. herşey süperdi.firmalar sonuna kadar paylarını alıyorlardı, bu iş artık insanlığın bir parçasıydı.oyunlar, filmler, programlar ardı ardına piyasaya sürülüyorlardı.neredeyse her büyük internet sitesi kendine bir sanal alem kodlamayı başarmıştı.artık kızılötesi alet, çeşitli markalar üzerinden şatışa sunuluyordu.İnternette rahat etmeleri için sadece bu alete özgü koltuklar bile çıkmıştı.tuvalet gibi ihtiyaçlar için ara vermek fonksiyonu vardı bazı markalarda.arada internet bağlantısı kopup bir anda istemsiz olarak evlerine dönenler olsada,bilgisayarları çökenler yada, elektrikleri kesilip evinde karanlıkta beklemek zorunda kalanlarda olsa, artık insanlık bunu kendine benimsemişti ve geri bırakamazdı.zaten bırakmak isteyende yoktu.\"ta ki yeni bir dönüm noktasına kadar\". bir grup bilim adamı kızılötesi aleti zaten başından beri sevmemişlerdi ve üzerinde araştırmalar yapıyorlardı.onlar için bir eksikliği vardı sanal alemin.güzel bulmuyorlardı.sonunda bu şeye lanet edilecek kadar kötü bir zararını keşfettiler.bu alet beyne kızılötesi dalgalar yolluyordu ve beyni resmen kemirip bırakıyordu.zararı hemen görülen birşey değildi ama yavaş yavaş etkileri başlamıştı.İstatistiklere göre dünyadaki bütün çocukların eskiye oranla derslerinde düşmeler görülmüştü.ayrıca çeşitli yerlerde görülen unutma vakalarıda fazlalaşmıştı.trafik kazalarında gözle görülür bir artış yaşanıyordu.İnsanlar trafiğe çıktıklarında birden beyinlerinde sarhoşluk başlıyordu ve kaza yapabiliyorlardı.eğer bu alet kullanılmaya devam ederse insanlık tarihi için kıyamet yakın denebilirdi.ancak bunu zararı keşfetmekte çok geç kalmışlardı ve geç kalmayada devam ediyorlardı.İnsanları böyle birşeyden vazgeçirmek çok zor olsa gerekti.hele dünyada bir yığın cahil varken. ertesi gün bilim adamları hemen bunu insanlara açıklamak için izin istediler ama onlara bu izin verilmedi çünkü çoğu kişi bundan para kazanıyordu ve bu alet bir anda ortadan kalkarsa bir sürü ülkenin batacağını biliyorlardı.yinede böyle kullanılmaya devam edilemezdi.zararsız bir makina ile bağlanmanın yolunu bulamazlarmıydı? hayır kızılötesi dalga beyne direk olarak verildiği için zarar vermeden kullanmanın bir yolu yoktu.bilim adamları ne kadar uğraştılarsada bunu halka duyurmak için gereken izni bir türlü alamadılar.yaptıkları resmen cahillikti.kaç ülke batarsa batsın bunu insanlara duyuracaklardı.bunu insanlık için yapacaklardı.ama nasıl? düşündüler, düşündüler ve sonunda bir yolunu buldular. alet ortaya çıkalı tam altı yıl olmuştu ve her yıl olduğu gibi bu yılda sanal alemin hayata girmesinin altıncı yılı kutlanacaktı.ancak bu sefer ilk defa onlinelandde yapılacaktı.plan basitti.bir grupla işbirliği şeklinde yapılacaktı.yapılan şenliklerde abd başkanının aletle ilgili konuşması başlamadan bir anda tüm kızılötesi aletlerin yayını çevrilerek bilim adamlarının yaptığı programa yönlenecekti.programı hacklemek tabiki imkansızdı ancak bilim adamları şehrin yapımcılarıyla anlaşmışlardı.Önce onlarda inanmamışlardı bu duruma, ama sonra onlara hak verdiler ve insanlığın nereye gittiğini anladılar.başka çareleri yoktu. kutlama günü: onlinelandde herkes ellerindeki sanal içkilerden, içecek ve yiyeceklerden tüketiyorlardı.Şehir hiç olmadığı kadar kalabalıktı.her ülkeden insan vardı.İngilizce konuşuluyordu.herkes eğlenmesine bakıyordu.aynı zamanda şehrin kurucularıda bilgisayarlarının başlarında organizasyonun kodlarını inceliyor ve yönlendirme zamanı için bekliyorlardı.güvenlik sistemi 5 saniye için kesilecekti ve yönlendirme gerçekteşecekti.İnsanlara, bu gerçeklik tüm ayrıntılarıyla gösterildikten sonra herkes programdan çıkarılacaktı.gerisi sonra düşünülecek şeydi.İzletilecek olan kayıtta aletin zararı çok iğrenç biçimde gözler önüne serilmişti.artık gerisi halkın taktiriydi. sonunda zamanı geldi.abd başkanı alet hakkında konuşmasını hazıramış ve onu övecek.hiçbir zaman konuşmayı yapamayacak olması onun için kötü.Şimdi kocaman kürsüye çıkıyor.Şehrin kurucusu gerçek dünyada güvenliği kesmek üzere enter tuşuna basmak için hazır.abd başkanı boğazını temizliyor ve kurucu entera basıyor.onlinelandde bulunan herkes bir anda başka bir yere yönlendiriliyorlar.ama ne yazıkki bilim adamlarının hazırladığı programa değil.güvenlik kesildikten 3 saniye sonra pür dikkat bekleyen hackerlar onlinelandi hackliyorlar ve kendileri hazırladıkları hack programına yönlendiriyorlar.onlineland hackleniyor. kurucunun telefonu çaldı.hackerlar arıyordu ve ona durumu bildirdiler.kurucu ağzı açık kalmıştı.ne yapacapını bilemedi bir an.hackerlar terörist bir gruptu ve şehri tamamen kendi himayelerine almışlardı.kurucuya da sıkı biçimde tembihlemişlerdi.eğer elektriği keserek yada başka bir yolla insanları hacklenmiş onlinelandden çıkarmaya çalışırsa bir şok programının devreye gireceğini ve içeride bulunan tüm insanların hafızalarını kaybederek ilkel birer topluluk haline geleceğini söylemişlerdi. bilim adamlarından biri kurucuyu aradı.kurucu \"teröristler\" diyebildi.ancak sonra kendini toparlayıp ona durumu anlattı.teröristlerin karşılığında ne istediğinide söyledi.normal birşey istemiyorlardı.\"tüm dünyayı himayeleri altına almak istiyorlardı\".eğer böyle birşey kabul olursa tüm dünya karanlık çağlara girerdi herhalde. hemen tüm ekiplere haber verildi.herkes hem büyük bir şaşkınlık içinde hemde intikam duygusuyla bilgisayarlara sarıldı.teröristler şehre her türlü girişi kapamıştı ve büyük bir güvenlik ile şifrelemişti.bunları çözmenin imkanı yoktu.kurucu biryerlerden sızacak yer ararken akrabaları ve ailesi geliyordu aklına.kızı ve karısıda içerdeydi.onlara durumu açıklamamıştı.tüm ekibin akrabalarının ve ailelerininde orada olduklarını biliyordu.eğer elektriği keserek onları gerçek dünyaya geri getirse o zamanda bambaşka bir faciayla karşılaşacaktı.ortam gerilmişti.herşey karışmıştı.teröristler güvenlik sistemini keseceğini nerden öğrenmişti.lanet olsun nerden.nerden başlamıştı bu şehir kurma sevdası.neden yapmıştı bu hatayı. aslında ona bu fikri veren gençliğinde izlediği matrix filmleriydi.buda onun biraz değişmişi değilmiydi? o tüm bunları düşünürken bir kişi sevinçle bağırdı.\"Şifreyi çözdüm ! \" herkes aynı anda büyük bir umutla kendi monitörlerinden onun bilgisayarına baktı.evet çözmüştü.aslında çok basit ama akıl edilemeyecek bir şifre tekniği kullanmışlardı.birkaç milyon bilinmeyenli denklemi bir saatte çözmek gibi.hemen onlinelande girdiler.karşılarına birkaç şifre daha çıkmıştı ama onları çözmek o kadarda zor değildi.onlinelandi donattılar ve kendi güvenlik sistemlerini yeniden devreye soktular.İnsanlar güvendeydialetin verdiği zarar hariç. Şehrin hepsi sağ salim dünyaya döndürüldü ancak bilim adamlarının yaptığı program ellerinde patlamıştı.zaten bu faciadan sonra kimsenin o aletle işi olacağını sanmıyordu kurucu.o gün tek hamleyle tüm şehri silmişti.sunucu binasıda artık başka bir iş için kullanılacaktı.bilim adamları her ne kadar izin verilmesede bu aletin tüm zararlarını dünyaya duyurmayı başardılar.kızılötesi aletlerin kullanımı bir anda durduğu için tüm ülkelerde çok çok fazla elektrik enerjisi açıkta kalmıştı.dedikleride çıkmıştı.yıkılan devletler olmadı değil ama kurucu kazandığı tüm serveti vererek bazı devletleri kurtarabildi.ekonomi alt üst olmuştu ama kimin umrundaydı. bilim adamları sonunda aletin verdiği beyin hasarlarını düzeltmenin bir yolunu buldular ve tüm amelyatları kendi cepleriyle kurucunun servetinden ödediler. kurucu işlerini bitirip bir akşam eve neşeli biçimde gittiğinde karısını yanağından öptü ve o gün ilk defa hiç bilgisayarına girmedi.artık herşeyin bitmiş olmasından dolayı çok keyifliydi.o aleti ve onlinelandi özlemeyecekti ancak aklını kemiren tek bir düşünce vardı.terörist grubun bir gün yeniden kendini gösterip yeni eylemlerle karşısına çıkma imkanının olup olmadığıydı. \"bilgisayar dünyası hep aklımı karıştırmış ve bana yeni bir alem gibi gelmiştir.\"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://frmjr.yetkin-forum.com
 
Kızılötesi
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
FrmJR ! En Junior Site :: >>****** Köşesi>> :: Hikaye-
Buraya geçin: